Genel

23 Haziran Kadın Mühendisler Gününde KABEV’in kadın mühendisleri ile buluştuk

Bu sene 23 Haziran Kadın Mühendisler Gününde T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Dünya Bankası’nın finansal desteğiyle uygulanan Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi (KABEV) kapsamında görev yapan kadın mühendisler ile bir araya geldik ve kadın olarak mühendis olmanın farklı açıları hakkında düşüncelerini öğrendik. 

Mühendis olmaya nasıl karar verdiniz? 

Ebru İlhan, Makine Mühendisi: “Ben İskenderun Demirçelik Fabrikası’nın lojmanlarında büyüdüm. Arkadaşlarımın babası ve komşularımız arasında pek çok mühendis vardı. Ayrıca çok sevdiğim ve güvendiğim bir komşumuz kadın komşumuz da makine mühendisi idi ve benim bir kadın olarak benim bu mesleği seçmeme çok büyük katkısı oldu. Olumlu örneklerin rol modele dönüşmesi sonucunda ben mühendis olmaya karar verdim. Benim örneğime baktığımızda çocukların ve gençlerin önündeki rol modellerin ne kadar etkileyici olduğunu görüyoruz. İşte tam da bu nedenle mühendislik gibi teknik yanı kuvvetli olan mesleklerde daha fazla kadının yer alması ve kız çocuklarını teşvik etmesi gerektiğini düşünüyorum. Elbette bu noktada ailelerin bu yöndeki teşviki de çok önemli.”

Özlem Özkan, Makine Mühendisi: Çocukluğum 90’lı yıllarda iki abimle birlikte geçti. O yıllarda hazır oyuncaklar kullanmaktan ziyade oyuncaklarımızı kendimiz tasarlar, üretirdik. Mevsimi geldiğinde uçurtmalarımızı kırtasiyeden aldığımız çıtalarla ağırlık merkezini özenle ayarlayarak yapardık, mahallede en uzağa uçan kağıt uçaklar bizim yaptıklarımızdı. İlk mühendislik deneyimim de 5-6 yaşlarında abimlerle birlikte yaptığımız tekerlekleri misket bilyalı rulmandan, pedalı ve direksiyonu ahşaptan oluşan bir tornetti. Çocukluk merakımıza sokak yetmez evde de devam ederdik. Annem ve babam markete vs. gittiği zaman abimlerle evde bulunan saç kurutma makinesi, takım halinde olan mutfak robotu gibi küçük aletlerin içini açar sonra da tekrar birleştirirdik. Sonrasında çalıştıramadığımız çok oldu tabiki (gülerek anlatıyor). Özellikle büyük abim çok meraklıydı, ben ve ortanca abim onun elemanlarıydık. Bir ağaç dalıyla arı kovanının içini görebilmek için arıları boşaltmaya çalıştığımız da oldu, tabi sonu hastanede bitti ama iyileştik şükür. Yaşım biraz daha ilerledikçe doğadaki hayvanların yaşamlarında sergilediği mühendislik davranışları da hayatımda etki yarattı. Kuşların yaptığı sağlam yuvalar, arı kovanları, su hayvanı olan kunduzların çizgi filmlerde izlediğimiz suyun içine yaptığı barajlar ve son olarak 16 yaşımda babamın iş yerindeyken orta sehpada duran bir dergide okuduğum termitlerin devasa yuvalarını yapmak için sergiledikleri işçilik, yuvanın içerisindeki odacıklara yaptıkları doğal iklimlendirme sistemi mühendislik mesleğinin ilgimi çekmesine katkı sağladı.”

Dr. Seçil Ömeroğlu-Karabıyık, Çevre Mühendisi: “Çok sevdiğim ve saygı duyduğum, idolüm babam inşaat mühendisi olunca ben de açıkçası bu mesleğe ilgi duymaya başladım. Analitik düşünmeyi, problem çözmeyi ve yeni bir şeyler tasarlamanın yanı sıra üretmeyi çok sevdiğim için mühendisliğe duyduğum ilgi de zamanla katlanarak arttı. Her ne kadar üniversite öğrenciliğimin ilk yılında mühendislik dersleri yerine ortak alan derslerini almak zorunda olduğumu görmek hayal kırıklığı yaşamama sebep olsa da üniversitenin ikinci yılında kendi alanıma dair dersler alıp, tasarıma doğru yaklaştıkça iyi ki bu mesleği seçmişim dedim. İşte o günden beri yaptığım işten keyif alıyor ve daha iyisini yapabilmek adına kendimi geliştirmeye devam ediyorum.”

Mühendislik mesleğini seçerken aileniz veya sosyal çevrenizden herhangi bir olumsuz tepki aldınız mı? 

Özlem Özkan, Makine Mühendisi: “Annem, babam ve kardeşlerim meslek seçimimde beni her zaman destekledi. Ancak akrabalarım, arkadaşlarım ve öğretmenlerimin bazıları bir kadının erkeklerin çoğunlukta olduğu mühendislik mesleğini tercih etmesini doğru bulmuyordu. Çünkü mühendislik onlara göre bir erkek işiydi kadın yapamazdı, mühendis olursa ailesine ve evine ayıracak vakti olmazdı. Hatta kendisi erkek olan fizik öğretmenim eşinin kimya mühendisi olduğunu, çocukları olduğu için mesleğini hiç yapamadığını, okul öncesi öğretmenliğinin kadın için en ideal meslek olduğunu, kesinlikle mühendislik yazmamam gerektiğini söylemişti. Bu sebeple aklımdaki ilk meslek öğretmenlik olmuştu ve üniversite tercihimi öğretmenlik üzerine yapmıştım. Ancak çocukluğumdan yetişkinliğime kadar bende etkisi büyük olan abim tercihlerimi inceledi. Geçmişte 1 sene motor eğitimi almıştı, çok eğlendiğini ve keyif aldığını anlattı, çocukluğumuzdaki maceralarımızdan da bahsettik ve birlikte tercihlerimi değiştirdik. Şu anda makine mühendisiyim, evliyim ve çocuğum var, mesleğimle de ilgileniyorum evimle de. Yani bunlar birlikte yapılamaz diye bir kural söz konusu değil. Abimin mesleğime katkısı ve desteği çok büyük olmuştur.” 

Mühendislikte alan seçimi nasıl olmalı? Sizin seçiminiz nasıl oldu?

Ebru İlhan, Makine Mühendisi: “Mühendislik çok geniş bir alan ve mühendis olmak isteyen kişilerin de kendi ilgi alanlarını dikkate alarak seçim yapmaları gerekir. Ömür boyu yapılan işin severek, ilgi duyularak yapılması çok önemli. Makine mühendisliği alanı seçiminde beni dayım yönlendirmişti çünkü dayım da bir makine mühendisiydi. Makine mühendisliğinin iş alanı çok geniş olmasından dolayı ve benim karakteristik özelliklerimle uyuşması sebebiyle tercih etmiştim. Geriye dönüp baktığımda iyi ki de bu yönde bir tercihte bulunmuşum diyorum.”

Kadın mühendislerin meslek hayatında karşılaştığı en büyük zorluklar neler? 

Dr. Seçil Ömeroğlu-Karabıyık, Çevre Mühendisi: “Mühendis olarak hem çok konforlu hem de zorlukları olan bir çok ortamda çalışma fırsatım oldu. Örneğin, üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştığım yıllarda mühendis bir kadının karşılaştığı zorluklar nedir diye sorulsa, sahada olmadığım ve bunları hiç tecrübe etmediğim için için cevap veremezdim. Akademisyen olduğum ve benim okuduğum, çalıştığım yıllarda çevre mühendisliği kadın mühendis oranının yüksek olduğu bir alan da olduğu için cinsiyete dair kalıp yargıları çok hissetmemiştim. Ancak daha sonra mesleğimi akademi dışında da icra etmeye başlayınca, farklı sektörlerde yaklaşımın nasıl değişebildiğine şahit oldum. Bir kadının teknik yeterliliği mükemmel dahi olsa ortaya koyduğu işin olmadık nedenlerle sorgulandığını, terfi almasının geciktirildiğini veya ciddiye alınmadığını gördüm. Özellikle cinsiyetiniz nedeniyle ciddiye alınmadığınız insanlarla ile çalışıyorsanız, işyerinize duyduğunuz aidiyet duygusu zamanla azalabiliyor. Bu durum başlarda çok iyi bir performans ile işe başlayan kadın mühendis arkadaşlarımızın zaman geçtikçe çaba harcamamasına ve ilerleme kaydedememesine de neden oldu. Zaten hem mesleki hem de maddi eşitsizlik olduğuna inandıkları bir ortamda, bu şartlar altında, daha fazla çaba sarf etmek gerektiğinden kariyer hedeflerinden vazgeçen de oldu ancak bu durumdan daha çok motive olan arkadaşlarımız da oldu. Bu nedenle, çalışma koşullarının ve emeğin karşılığının dengelendiği düzenlemeler yapıldığı takdirde kadın mühendisler de aynı oranda değer gördüklerini hissedeceklerini ve çalışma hayatına daha aktif şekilde katılacaklarına inanıyorum. Burada önemli olan bu gibi durumların çeşitlilik ve kapsayıcılık perspektifinden ele alınmasıdır. 

Mühendis olmak isteyen kız çocuklarına ve onların ailelerine ne gibi tavsiyelerde bulursunuz? 

Ebru İlhan: “Mühendislik kariyerine ilgi duyan kız çocukları için destekleyici bir ortam oluşturulmalı. Onun ilgi alanlarını keşfetmesi ve yaşına uygun bilimsel keşifler yapmasına izin verilmeli.  Ayrıca, aileler tarafından kız çocuklarını teknolojiye ve bilime yönlendiren oyuncaklar, kitaplar ve etkinlikler sunarak bakış açılarının genişlemesine imkan sunulmalı.” 

Özlem Özkan: “Herşeyden önce kız çocukları da erkek çocukları da rol modellerden etkilenir. Kız çocukları, mühendislik alanında başarılı kadın rol modellerin varlığından ilham alabilirler. Onlara, başarılı kadın mühendislerin hikayelerini anlatılmalı veya onlarla etkileşim kurma fırsatı yaratılmalı. Bu şekilde, kız çocuğunuzun kendini bu alanda başarılı bir şekilde hayal etmesini sağlayabilirsiniz.”

Dr. Seçil Ömeroğlu-Karabıyık: “Sanırım olumlu bir tutum sergilenmesi belki de en önemlisi. Ebeveynler kız çocuklarının mühendislik hedeflerine inanmalı ve onları cesaretlendirmeli. Onlara, başarıya giden yolda karşılaşabilecekleri zorlukların üstesinden gelebileceklerini ve herhangi bir hedefe ulaşabilecek güce sahip oldukları hatırlatılmalı.”